Kahramanmaraş'ta "Organize Sanayi" var...

Yani, sanayinin organize edildiği yer...

Yani, organizenin sanayi haline dönüştüğü yer...

Mevzubahis yerin işlerliliğini değil, "doğalgaz" meselesini yazacağım.

***

Bilinmesini isterim ki; Doğalgazcıların kendilerine düşen görev ve sorumluluklarını yerine getirememiş olmasını "doğal" karşılayan kaşarlanmışların karşısında dururum...

Alt yapı meselesinin bu noktada çok önemli olduğunun farkında olmayan doğalgazcıların "gaz" kaçırdığı kesin...

Ve dahi "kesin oğlu kesin."

***

Kahramanmaraş için büyük önem arz eden organize sanayi'nin doğal gaz sorununu bugüne dek çözemeyenleri kime havale edeceğimi inanın bilmiyorum...

Konu hassas,

Ehemmiyetli,

Özellikli,

Öncelikli,

Ölçekli,

Katmerli,

Azametli,

Engebeli,

Eğri büğrü,

Deve hörgücü.

Tüm bu veriler doğrultusunda meselenin "doğru" tarafına baktığınızda "Yamukluk" görüyorsunuz...

Adama koyan bu,

Adama "zül" gelen bu,

Adamı "dam" konumuna sokan bu,

Adamı adamlığından çıkaran bu,

Adamı burnundan solutan bu,

Adamı isyan noktasına getiren de bu.

***

Konuşmuş olmaktan öte bir boka yaramayanlar organize sanayi'nin doğalgaz konusunda ahkâm kesiyor ve bakın neler söylüyor, "Nerede

Kahramanmaraş Belediyesi? Nerede Mustafa Poyraz? Poyraz, bu işi bitirmeyenlere neden bir şey söylemez? Neden masaya yumruğunu vurmaz?

Neden yaptırım uygulamaz? Başkan Poyraz'ı bu suskunluğundan dolayı kınıyor, görevini yapmaya davet ediyoruz..."

Kendilerini herkesten daha uyanık sanan bu aptalların şu gerçeği bilmelerini isterim;

" Bırakın Türkiye'yi dünyanın hiçbir ülkesinde belediyeler, belediye başkanları doğal gaz konusuna müdahil olmamıştır, olamazlar...

Belediyeler ve belediye başkanları, doğal gazcılara eşeledikleri yeri adam gibi doldurmaları konusunda uyarılarda bulunabilir...

Doldurmuyorlarsa, gereken yaptırımları işletir, can acıtan cezaları yazar... Bakıldığında bunun böyle olmadığı çok net biçimde görülüyor... Hal böyle iken, bazı aklıevvellerin (!) başkan Mustafa Poyraz'ı doğal gazcılara müdahale etmesini istemeleri, deve'yi tabureye oturtmak gibi bir iş olur... O yüzden neyi nerede, ne zaman, ne kadar konuşacağınızı bilin... Oturun oturduğunuz yerde, haddinizi de aşmayın..."

***

"Ağzı olan konuşuyor" derler...

İtirazım var...

Çünkü söylenen söz, yarım kalmış...

Şöyle olması gerekir; "Ağzı olan yumurtluyor."

"Ağızdan yumurtlanır mı?" demeyin sakın...

Bu özellik kişiye göre değişir...

Mesela, başkan Poyraz'ı doğalgaz meselesinde göreve davet edenler bu statü içine sokulabilir...

Kırk bin kere "veleddallin âmin."