EV YAPIMI TÜRKİYE KRİZİ!

TÜRKİYE, kuruluşundan bu yana belirli periyotlarla gerek dış sebepler gerekse de yönetimsel zafiyetler sebebiyle ekonomik krizlere alışmış bir ülkedir.

Özellikle Dünya ticaret sistemine entegre olduğumuz son 40 yıllık dönem, ekonomimizin ne yazık ki daha kırılgan bir hale gelmesine sebep olmuştur.

Enerjide dışa bağımlılığımız, yetersiz eğitim düzeyimiz, gelişemeyen teknolojimiz ve Dünya’ya oranla daha genç bir sanayi altyapımızın oluşu küresel krizlerden çok hızlı etkilenmemize sebep olmuştur.

Son 30 yıla baktığımız zaman, 1994, 1998, 2001 ve 2008 yıllarında yaşanan 4 adet ekonomik kriz dikkat çekmektedir. Bu krizlerden 1998 ve 2008 krizleri Küresel çapta yaşanan ve Türkiye’yi de etkileyen, ekonomik krizlerdendi.

KÖTÜ YÖNETİM KRİZİYDİ

YUKARIDA bahsettiğim iki krizin dışında kalan 1994 ve 2001 ekonomik krizleri ise daha çok iç siyasi ve politik koşullardan dolayı yaşadığımız ekonomik krizlerdi. Bu iki krizi birer cümleyle hatırlatmak istiyorum;

1994 krizi üzerine çok okunması, çok tartışılması gereken bir kötü yönetim kriziydi. Popülist politikalar ile oy amaçlı birçok devlet yatırımının tamamen Türk bankalarına borçlanarak yapılması ve bu borçların ödenememesi neticesinde ortaya çıkmış ağır bir ekonomik krizdi.

2001 krizi ise Körfez Savaşı, 1994 krizinden arta kalan zararlar, Asya krizi, Marmara ve Düzce depremlerinin üzerine dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı arasında yaşanan siyasi gerginlik sebebiyle kartopu gibi büyüyüp gelen ve tabiri caizse ülkenin üzerinden silindir gibi geçen bir ekonomik krizdi.

Tüm bu tecrübelerin ardından yeni bir ekonomik krizin içerisine, üstelik ev yapımı bir krizin içerisine ne yazık ki girmiş bulunuyoruz. Ekonomik krizler hep bir tarihle anılmıştır, 2018 krizinin tarihini de Dolar’ın 7.20 TL’yi gördüğü 12 Ağustos tarihi olarak alabiliriz.

Gelin bu krizin Ekim ve Kasım ayı itibariyle yarattığı sonuçlara 4 tablo ile bakalım.

Öncelikle İşsizlik; Aşağıdaki grafik 2018 yılı adına henüz Eylül ayını gösterse de, hali hazırda %11,43 seviyesine ulaşarak yavaş yavaş 2008 krizi seviyelerine doğru gelmektedir.

Sanayi üretimi;

Bir krizin en ciddi resmi, sanayi üretiminin büyüme hızının resmedilmesidir. Aşağıdaki tablodan göreceğiniz üzere Türkiye Ağustos ayı itibariyle sanayi üretiminde ne yazık ki küçülmeye başlamıştır.

Bu iki resim “içeride” bir kriz olduğunu en net gösteren resimlerdir.

Aşağıda paylaşacağım iki resim ise bu krizin ev yapımı bir ekonomik kriz olduğunun resmi olacaktır.

G-20 ülkeleri arasında 3. Çeyrek itibariyle ekonomisi en fazla küçülen ülke Türkiye olmuştur.

Ortalamalar göz önüne alındığında ise
Türkiye’nin içinde bulunduğu lig olan G-20 liginden oldukça farklı şekilde ayrıştığı görülebilmektedir.

Dolayısıyla karşı karşıya olduğumuz kriz, küresel Dünya’dan tek başımıza ayrıştığımız ve kendi yarattığımız bir krizdir. 2008 yılında yaşanan ABD kaynaklı Mortgage krizinden tüm Dünya’nın çıkışındaki en büyük faktör, gerek ABD gerekse de AB’nin “ucuz para politikası” sayesinde piyasaya sürdüğü trilyonlarca yabancı paraydı. Şimdi ne yazık ki böyle bir kaynak da yok…

Son derece zor geçecek 2019 yılının bu ev yapımı kriz döneminin en az zararla atlatılması en büyük temennimiz olacaktır.