KAHRAMANMARAŞ KENT KONSEYİ BAŞKANLIĞI'NA ADAY OLDUM

BAZEN politikacılar, bazen bürokratlar ve bazen de biz gazeteciler Kahramanmaraş’ın devletten yeterince nasiplenememesini coğrafi konumuna bağlar ve “Ne doğuda ne batıdayız. Adeta bir çıkmaz sokaktayız” deriz.

Oysa bu kolaycılıktan, bahanecilikten başka bir şey değildir. Kusura bakmayın ama elin adamı becerisi ile ülkenin en ücra köşesindeki yöresine bir şekilde hizmeti, aktiviteyi götürebiliyor.

Coğrafi konumundan dolayı Kahramanmaraş’ı “çıkmaz sokak” konumuna sokanlar, kolaycılıktan, işi savsaklamaktan, bu bahaneyi bir “kaçış yolu” olarak görenlerden ibarettir.

Böyle düşünenler bilmelidirler ki, öteden beri kesintisiz bir yerleşim merkezi olan ve her dönemde önemini koruyan, Gurgum Krallığına başkentlik yapmış olan Maraş, bu önemini coğrafi konumundan almakta idi.

Sırtını bir yandan Toroslar'a veren, önünde, içerisinden nehirlerin, çayların aktığı mümbit alüvyon bir ovanın bulunması, doğudan batıdan, güneyden gelen yolların kavşağında yer alması Maraş'ı geçmişten bu yana aslında devamlı önemli kılmıştır.

Bütün Kahramanmaraşlılar olarak elbirliğiyle yeniden bu önemin bilincine önce kendimiz varmalı, sonra da ilgililere, devlete, bürokrasiye, STK’lara bilcümle her yere de bunu aşılamalıyız ama her şeyden önce kendimiz buna inanıp “yürek birliği” etmeliyiz.

Kimse alınıp gücenmesin ama işin özü: Vizyonumuz bulanık. Günlük sorunların içinde öyle bir boğuluyoruz ki, bu kafayla bir yere varamayacağımızı da fark edemiyoruz. Küçük kazanımlar için büyük kavgalar ediyoruz.

Kısır bir döngü bu… Kenti, üzerinde mutabık kalınmış değerlere göre şekillendirmek için ısrar edeceğimize, kentin kurduğu tuzaklara düşüyoruz habire.

Artık “büyükşehir” olmaya hazırlanan Kahramanmaraş’ta merkeze toplanmış yüzbinleri yönetmek, onların giderek artan taleplerini karşılamak kolay değil. Yerel sorunlara ilaveten esen küresel rüzgârlarla, değişen dünya şartlarıyla, aniden ortaya çıkan fırsat ve tehditlerle başa çıkmak zorundayız.

Bu kentin yöneticileri olan bir valimiz, bir belediye başkanımız var ve inanıyoruz ki içtenlikle yürekleri bu memleket için çarpıyordur. Ancak artık sivil toplum bu memlekette bir “kent kaptanlığı” sistemini kurarak yöneticilere proje bazında destek ve güç vermelidir.

Ki, özellikle bu dönemde kentleri geleceğe hazırlayabilmek, kenti doğru rotaya oturtabilmek için “kent kaptanlığı” gerekiyor. Hem de usta kent kaptanlığı. İkinci kaptanıyla, makinistiyle, çarkçıbaşısıyla, tayfasıyla, miçosuyla…

Önümüzde bir Kent Konseyi genel kurulu var ve bu genel kurul bir anlamda Kahramanmaraş için genel seçimler kadar önemlidir.

Bu memleketin bir çocuğu olarak Kent Konseyi Başkanlığı’na aday olup kentime katkı yapmak istiyorum. Bu duygu ve düşüncelerle şahsıma vereceğiniz destek için şimdiden teşekkür ediyorum.

Kent Konseyi seçimlerinin dürüst ve hilesiz, ipoteksiz olmasının tek hatta ‘olmazsa olmaz’ koşulu bu seçimlerin gizli oy sistemi ile yapılmasıdır. Açık oylama ile yapılacak bir seçimde, hiç kimse özgür iradesiyle oy veremeyecektir! Bu özgürlüğü sağlayacak olan kişi de, Belediye Başkanımız Mustafa Poyraz’dır!

Vakit düşünme, kendini sorgulama zamanıdır!

Vakit, Kahramanmaraş’ı düşünme zamanıdır!