NE kadar mâhiriz bu konuda bilmiyorum ama bu sütunların yazarı olarak yazıma konu olan ve eleştirdiğim, hatta biraz da linçlediğim kişilere özelde kin, nefret ve düşmanlık beslemiyorum, besleyemiyorum.

Üstteki paragrafı dedikten sonra şöyle devam edelim:

Bizim 8 yıldır adına ‘Dergâh’ dediğimiz, 20 küsur kişinin periyodik zamanlarda bir araya geldiği bir arkadaş grubumuz var.

Dergâhta her siyasi görüşten insanlar var.

Mimarından mühendisine, doktorundan eczacısına;

Kimisi esnaf…

Kimisi sanayici…

Kimisi bürokrat…

Kozmopolit bir yapı da diyebiliriz…

Bazı haftalarda gruba grup dışından birini davet ediyoruz.

Bazen bir politikacı…

Bazen bir işadamı…

Bazen bir milletvekili…

Bazen de bir belediye başkanı…

Lak lak oluyor mu, oluyor ama aynı zamanda beyin fırtınaları da yaşanıyor…

Memleket meseleleri üzerine çok farklı ve bâkir görüşler ortaya çıkabiliyor…

BAŞKAN DEĞİL DE VEKİL OLSAYDI

DEDİM Kİ geçen haftaki toplantımızda;

“Eğer bu dönemde Hayrettin Güngör Belediye Başkanı değil de milletvekili olsaydı kare as tamamlanırdı ve çok güçlü bir kadro olurdu…”

Benim, Başkan Güngör’e yazdığım eleştiri yazılarımı hatırlayan arkadaşlar şok oldu!

“Hani sen”ler le başlayan cümlelerle eski yazılarımda dediklerimi hatırlattılar.

Şimdi tekrar bu yazının giriş cümlesine dönecek olursak, öncelikle beni “Hayrettin Beye düşman cephesinde” görenlerin nasıl yanıldığını izah ettim, ardından da “Belediye Başkanı Güngör ile Milletvekili Güngör” arasındaki olabilecek farkı…

Özetle tezim şu;

Başkan Güngör, yıllarca Ankara’da bürokrasi ile içiçe olmuş biri…

Kamu kurumlarını ve oralardaki yönetici konumundakileri de ve hatta daha alt kadroları da iyi tanıyor.

Hayrettin Bey Başkan değil de vekil olsaydı, il merkezinden ilçelere kadar her yerel yöneticinin Başkent’te önüne düşüp, “problem çözme mevkiinde” çok daha başarılı olurdu.

Bu kadar net!

Başkanlıktan sonra milletvekilliğine gider mi bilmem ama sohbet şu sözlerle noktalandı; “Dergâha davet etsek Hayrettin Güngör gelir mi acaba?”

Benden dolayı geleceğini hiç zannetmiyorum ama yine de elçiye zeval olmaz derler…

Belli mi olur, belki de beni ters köşe de yapabilir…

Bir akşam toplantımızda, Dergâhımızın konuğu olur musunuz Hayrettin Bey?

YATACAK YERİ ÇOK

BÖYLE GENÇ GİRİŞİMCİLERİN

KAHRAMANMARAŞ'TA KOSGEB desteğiyle iki yıl önce başta çaydanlık olmak üzere çeşitli mutfak eşyaları üretimi için atölye kuran iş yerinde 24 kişiyi istihdam eden 20 yaşındaki Mücahit Tekçe’nin…

YATACAK YERİ YOK

ÇİFTÇİ POLİTİKALARINI YAPANLARIN

EKİNÖZÜ’NDE çiftçi Ali Çankaya’nın ürünleri para etmediği için 7 yaşındaki 316 adet kayısı ağacını kesmek zorunda bırakılan çiftçi destekleme politikalarını yapan bürokratların…