DEVAMLI okurlarım bilirler. Ben, yerel bir gazetede yerel konular yazılması gerektiğini zira ulusal konularda ulusal gazetelerin köşelerinde bol bol görüşler olduğunu savunurum.
Ancak ara ara sadece kitap tanıtımları ve bu kitaplardaki yakın tarih siyasi olayları bundan sonra yazıp yorumlama kararı aldım.
İşte bunlardan birisi de şu günlerde okuduğum Metin Toker’in anılarındaki “Menderes’in boş çerçevesi”
Metin Toker’e ait olan bu “boş çerçeveyi doldurmak” ifadesini anlatayım...
Merhum Adnan Menderes, devlette önemli bir görevi olan bürokratın eşiyle “büyük aşk” yaşıyordu.
Hanım, bir yazardı.
Belki sanatçı romantikliği, belki de “sağır sultanın bildiği” bu ilişkinin gene de hanede açıktan açığa yaşanmaması için evin mutena bir köşesinde içi boş, gümüş bir çerçeve varmış.
Tabii... Anlatılanlar doğruysa...
Öğrenciler yürürken, Türkiye’de yer yerinden oynarken Menderes nasıl bunları görmedi de aymazlık içinde kaldı sorularına daha sonraki yıllarda Metin Toker, Akis’te “Menderes o sırada boş çerçeveyi dolduruyordu” diye yazmış.
Menderes’in son yıllardaki siyasal tutumunu ve Meclis’teki çoğunluğuna dayanarak, grupta “Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz” çizgisini onaylamak mümkün değildir.
Sadece bu kaba çoğunluk yorumunu değil, başka söylemlerini de...
“BEN O ADAMI SEVDİM”
ÖRNEĞİN... Kendini, tanrılar dağının tepesinde gören, “Odunu bile aday göstersem seçtiririm” söylemi, millete de, siyasete de hakaretin kanıtıdır.
Türk Silahlı Kuvvetleri için de kullandığı iddia edilen ve yalanlanmayan “Battal Gazi ordusu” ve “İcap ederse ben askeri yedek subaylarla da yönetirim” söylemleri de en hafif tanımla, “ayıp”tı.
Buna karşılık...
Menderes’in aşklarının, onun sıradışı özelliklerinden biri olduğunu düşünürüm.
Sıradan aşklar değildi.
Türkiye’nin en önemli sopranolarından Ayhan Aydan ile yıllar süren bir aşk ilişkisi olmuştu.
Seçtiği kadın, Menderes’i mahcup etmedi.
Herkesin dizlerinin titrediği 27 Mayıs İhtilâlinde, göğsünü gere gere “Ben o adamı sevdim” demek cesaretini göstermişti.
Evinde Menderes’in olmadığı günler onu boş gümüş çerçeveyle hatırlayan diğer aşkı da bir “günlük devşirme” değil, bir kadın roman yazarı ve şairdi. (10 kitabı yayımlanmıştır.) O da 27 Mayıs sonrası zor süreçte vakarını korudu.
İşte “içi boş çerçeve” öyküsü budur...
HADİ O UNUTULMAZ ŞARKIYI DA BU YAZIYA EKLEYELİM
Ben seni unutmak için sevmedim
Gülmen ayrılık demekmiş bilmedim
Bekledim sabah akşam yollarını
Ölmek istedim bir türlü ölmedim
Aşk bu mu sevda bu mu hayat bu mu
Kalp acı dünya hüzün göz yaş dolu
Aşk bu mu sevda bu mu hayat bu mu
Kalp acı dünya hüzün göz yaş dolu
YATACAK YERİ YOK
Hafif siyasetçilerin…
YATACAK YERİ ÇOK
Ağır siyasetçilerin…