-- Ellemeeeeeeeeee...

-- Neyi ellemeyim?

-- Ekmeği...

-- Neden?

-- Perçemi dağılır, püskülü kopar, kendisi bozulur da onun için...

-- Allah Allah... Yahu bu da nereden çıktı şimdi?

-- Temayül böyle...

-- Kimden çıktı bu temayül?

-- Ebenin temayülünden... Konuşturma şimdi beni... Bilmezmiş gibi de davranma...

-- Vallahi de billahi de bilmiyorum... "Tamaaaa.....Üüüüüüllll" falan dedin, kafam karıştı bağışla...

-- Tamam, kes traşı... Bundan böyle ekmeği elinle ellemeyeceksin... Kanun - yasa böyle emrediyor...

--Yasa böyle emrediyor da..."Tasa" n'olacak?-

--Tasüphanallahhhhhhh.

***

Ekmek, bundan böyle çıplak elle ellenemeyecek... Sağlık Bakanlığı'ndan yükselen SES bu yönde... Atılacak adımların da bu paralelde olacağı kesin. !!!!!!!!!!!!!!!!

Aklıma keçi - koyun hikâyesi geldi... Koyun, sulak bir alandan atlarken kıçı görünmüş, keçi kahkahalarla gülmüş... Koyun, keçiye dönmüş, alaycı ifade ile şunu söylemiş; "Benim kıçımı atlarken gördün, senin kıçın ilelebet açıkta... O'nu neden düşünmezsin be hey gafil..."

***

Zaman zaman değil, çok zaman... Şimdilerde her zaman birileri her yanımızı elliyor...

Peki, buna kim DUR diyecek?

Nasıl diyecek?

Hangi sav'ı savunacak?

Gardını nasıl alacak?

Hangi bahanelere sığınacak?

Sığlıklar dehlizlerinde dolaştığını ne vakit kabul edecek?

Bunlar çok özel ve çok önemli...

Var mı özeli gören, önemi bilen?

Bence yok...

Hal ve ahval aynen böyle iken... Yani, mesele, "keçi - koyun" misaline dönüşmüşken, "gerçek" inatla ve ısrarla "gereksiz" gösterilmek isteniyor...

Böyle bir şey olabilir mi?

Bu anlayış (!) kabul görür mü?

Baş eğilir mi?

Onaylanır mı?

Gönüllerde yeri var mı?

"Var" diyenin ellerini öperim.

***

Üç kuruş etmez çapulcularla mücadele edileceği yerde, müzakere yapılıyor...

İmralı canisiyle mektup trafiği yaşanıyor...

Adamı (!) şımarttık,

Adamın (!) ayakları yere değmiyor,

Adam (!) burnundan kıl aldırmıyor,

Adam (!) kendini bir bok sanıyor,

Adam (!) afralarda - tafralarda,

Adam (!) kedi iken, aslan kesildi,

Adam (!) DAM iken adam oldu,

MİT işin içinde,

BİT işin içinde,

KİT işin içinde,

SİT işin içinde,

İT işin içinde.

Bunlara itiraz yok...

"Bunlar birilerine göre olabilir..."

Yeter ki ekmek elle tutulmasın...

Yeter ki perçem bozulmasın ve yeter ki püskül kopmasın...

"Anamı belleyen kadı iken, kimi kime şikâyet edebilirsin" sözünü bu tür mevzulara CUK türünden oturduğu için çok severim...

Ekmeği çıplak elle tutma...

"Tutma" olsan da önemi yok.