TAKİP eden okurlar bilir, @YenerAtl1 adresli Twitter hesabımın profilinde şöyle yazar: “Köşe yazılarımı konfeksiyon usulü ile yazıyor ve asla kişileri hedef almıyorum. Buna rağmen üzerine uyan varsa herkes giyebilir!”
Aslında böyle görgüsüzlük sadece bu yazıya konu olan mekanda değil, hemen her yerde oluyor ancak kişi ve kurumları direkt hedef almadan bir örnekleme yapmak istiyorum.
Önceki gün çok kısa bir süre, Belediye Başkanı Hayri Beyin de konuk olarak katıldığı Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’nın meclis toplantısını izledim.
Zaten az sayıda izleyicinin olduğu salonda, kürsü de konuşmacılar konuşurken telefonu çalan bir çok üye hiç “ayıp olur” demeden telefonu açıp konuştu, bir kısmı da sürekli başı yerde telefonuyla uğraştı.
Ben böyle görgüsüzleri konuşarak, laf vurarak ifşaa etmekten bıktım, artık yazmıyorum da ancak bu son toplantı aklıma, Neyzen Tevfik’in bir dörtlüğünü getirdi.
Neyzen Tevfik devrin ileri gelenlerinin de bulunduğu bir toplantıda neyini üflerken, kendisini dinlemeyip konuşanları görünce çok öfkelenip hemen oracıkta şu şiiri yazmıştır.
Sanma ciddiyyet ile sarf ederim san’atımı,
Ney elimde suyu durmuş kuru musluk gibidir.
Bezm-i meyde süfehânın saza meftûn oluşu,
Nazarımda su içen eşşeğe ıslık gibidir!
(bezm-i mey: içki meclisi, süfehâ: zevk ve eğlenceye düşkün kişiler, meftûn: gönül vermiş)
BEN BU JANDARMAYA HAK HELAL ETMEM!
HERKES, hepimiz hayatımız boyunca kurallara uymamaktan dolayı cezalar yemişizdir. Zorumuza gitse de suçlu olduğumuz bilinciyle devletin kestiği cezaları da tıpış tıpış gider, aslan gibi öderiz.
Ancak bulundukları makamın yetkisini kullanarak sırf ego tatmin etmek için keyfiyetle ceza yazanlar olduğunda da gerçekten bu kurumlara güvenimiz sarsılır, üzülürüz ve hatta biraz da duygusal bir yapıya sahipsek, bu kurumlara küseriz.
Şimdi bu sütunların yazarı olarak ben bunu yaşıyorum.
Güvenlik ve mobese kameralarının da olduğu bir yerde, hem de şehir içinde bir elindeki yetkiyi keyfiyetle ve keyifle vatandaşa ceza yazarak kendini tatmin eden böyle Jandarma’ya ben hakkımı helal etmiyorum.
Aslında konuyu hukuki boyuta da taşırdım ancak sağlık sorunlarım nedeniyle çoğunlukla il dışında olmam nedeniyle ben uğraşamıyorum. Ancak hukukçular bu konuda şunu söylüyor:
“Görevi gereği size birtakım şeyleri yaptırabilen, ceza kesebilen, yargılayabilen kişiler, kurumlar olabilir. Bu durum gerçekten yasadan kaynaklandığı gibi, bazen de keyfiyetten, bir şey olmaz dürtüsünden kaynaklanabilir. Burada vatandaş olarak bize düşen söz konusu durumla ilgili haksızlığı konusunda bir şüphe duymuyorsak, maddi-manevi neye mal olacağını düşünmeden hukuki yolu sonuna kadar götürmek, tabi bu süreçlerde en iyi hukuk uygulayıcıları olan avukatlardan hukuki destek ve danışmanlık almanız en büyük tavsiye.”
Üstünlerin keyfi hukuku değil, hukukun üstünlüğünün var olduğu hukuklu günler temennisiyle!
YATACAK YERİ YOK
BÖYLE ADAMLARIN
HERHANGİ bir toplantı da veya dost meclisi toplantılarında ergen çocuklar gibi elindeki telefondan sosyal medya takibi yaparak veya başı yerde mesajlaşarak, o mecliste bulunan herkese saygısızlık yapanların…
YATACAK YERİ ÇOK
BÖYLE ADAMLARIN
HERHANGİ bir toplantı da veya dost meclisi toplantılarında, başka bir şeyle ilgilenmeden, telefonla konuşmadan ya da birileriyle mesajlaşmadan konuşmacıları ve dostlarını adam gibi dinleyen adam gibi adamların…