KENTİMİZDE son günlerde dikkat çeken ilginç ve tartışma götürür bir konu.

Hangi çınar budanmaz sorusunun bir cevabı var arkadaşlar!

Bazı çınarlar tevafuken/ tesadüfen suyun bol olduğu bir lokasyonda büyümeye başlarlar.

Çınar ağacı geniş yapraklı bir bitki olduğundan su ihtiyacı (özellikle sıcak yaz aylarında) fazla olan bir ağaçtır.

Orta boy bir çınar ağacının günlük 100 litreyi aşkın su ihtiyacı vardır. Bu, ağacın boyutu ve sıcağın şiddetine göre bir kaç yüz litreyi de bulabilir.

Hatta bazı marjinal durumlarda günlük bir tona yakın su kullanacak çapta çınar ağaçları mevcuttur.

Bu ağaçlar, Bektutiye Cami'nin bahçesindeki örnekte olduğu gibi,  doğal bir kaynak suyunun başucunda büyüyüp serpilir.

İşte böyle bol su imkanına sahip bir alanda büyümüş çınarlar budanmayabilir.

Bugün, depremin açığa çıkarması sebebiyle, çınar ağacının 100 metre kadar doğusunda bir evin bahçesinden çıkan suyu görüntüledim.

Belki caminin bahçesinde bile çeşmeye alınmış kaynak suyu olabilir.

Ki, kaynak suyu cami bahçesinde olmasa bile, yüzeyin hemen altında kaleye doğru akan bir yeraltı suyunu görmemek mümkün değil. (iyi kötü jeolojik yapıdan ve suyun fıtratından anlamak lazım)

Bir kaynak suyu da caminin 40m kadar kuzeyinde, başka bir evin bahçesinde mevcutmuş.

Birinci fotoğrafta, Y.Gazipaşa olarak geçen mahalleden İt Tepesi'ne doğru gelip, Tepenin kuzeyinden Bektutiye Cami'ne, güneyinden Boğazkesen' e doğru yönelen yeraltı sularını grafize etmeye çalıştım.

Taşıma suyla değirmen dönmeyeceği için, Bölgede tespit ettiğim, güçlü ve baskın çınarlar su yollarına delalet olmuş.

Her hafta, her çınara bir kaç ton su verebilmek için, belediyelerin sabit bir damlama döşemesi gerekirdi yoksa.

İki dakika bir esnafın hortum tutmasıyla, ya da park bahçelerin bir tankerinin bir dakika 30 litrelik bir çukura su doldurmasıyla çınar yaşayamaz.

Ya-şa-ya-maz!