FIRAT Görgel’in İl Başkanı olarak atanmasıyla bir kez daha inandım…
Ak Parti’nin iki numaralı ismi Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, problem olmadığı sürece yerel siyasete müdahele etmiyor, yerel teşkilatın kararlarını sadece izliyor.
Siyasi partilerin hepsinde de yönetici konumunda olanlar, “kol kırılır yen içinde kalır” düsturuyla hareket ederler.
Dahası bol bol olmasına rağmen adına hizipleşme, klikleşme, gruplaşma ne derseniz deyin partilerinde her şeyin yolunda gittiğini ve tek yürek olduklarını söylerler.
Ama yönetim kadrolarında olanlar ne kadar partilerinde her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söyleseler de maalesef güneş balçıkla sıvanmıyor, sıvanamıyor.
Gün gibi aşikâr, Ak Parti Kahramanmaraş teşkilatında da birbirinden ayrı hareket eden gruplar var.
Erkoç, Debgici, Mahçiçek, Güvenç vs vs…
Fakat dikkat ediyor musunuz, “Mahir Ünalcı” diye bir grup yok!
OYUNU KURALINA GÖRE OYNAMAK
ÜNAL, ‘genel merkez politikacısı’ olmasının gereğini dibine kadar yapıyor, parti içi rekabetlere adının karıştırılmamasına özen gösteriyor.
Peki herhangi bir kliğin içinde olmayan Mahir Beye karşı olan yok mu?
Var tabiki ancak ona karşı olanlar da “Ünal şu grupla beraber hareket ediyor” diyemiyorlar.
Neticeye gelecek olursak; Mahir Ünal, oyunu kuralına göre oynuyor ve genelden yerele inmiyor.
“Karizmatik siyaset adamı” profili de bu olsa gerek.
IN VEKİL, OUT VEKİL
BİR eski Ak Parti İl Başkanı dostumuz sordu: “Şu anda in milletvekili kim, out milletvekili kim?” diye…
“Köşemde vereyim” yanıtını dedim.
Her dönemde vatandaşın en çok şikayetçi olduğu konudur, “milletvekillerine ulaşamama” konusu…
Şu anda Kahramanmaraş merkezde tabiri caizse başı ağrıyanın aspirin istediği milletvekili Ahmet Özdemir…
Out vekil mi?
Kimsenin tanımadığı, görmediği, aramadığı Habibe Öcal…
BAŞKAN HAYRETTİN’İN ENKAZ EDEBİYATI
MÂLUMUNUZ Başkan Hayrettin geldiği günden bu yana “enkaz edebiyatı” yapıyor ya. Bende bu ‘‘enkaz devralma’’nın kısa siyasi tarihçesini araştırdım.
Demokrat Parti iktidarının bakanlarından Mükerrem Sarol ortaya atmış bu kavramı… 1955 yılında, canları iyice sıkılan, kişisel ekonomileri bunalan DP grubu üyelerini teskin ve teselli etmeye çalıştı.
‘‘Enkaz hâlinde bir vatan devraldık... Bütün gayretlerimizle memleketi refaha götürüyoruz...’’
Ama ne hikmetse memleket, önce devalüasyona, sonra ihtilale gitmişti.
Başkan Hayrettin de, “Sanki belediyeyi CHP’den devraldı” gibi geçmiş yönetimi yerden yere vuruyor, enkaz edebiyatının kralını yapıyor…
Şu anda da bunun dozunu iyice arttırmış durumda.
MODASI GEÇMİŞ EDEBİYAT
YİNE kentin tanınan simalarından bir gruba aynı teraneleri sıralamış. Anlattıkça anlatmış, herşeyi anlatmış ama bir tek şeyi söyleyememiş: Kendi yapacağı projeleri…
Varmı ki?
Eskiden hükümetlerde de belediyelerde de işler sarpa sardığında, işin içinden çıkamaz hale geldiklerinde ‘‘enkaz edebiyatı’’ başlardı…
Başkanlar, başbakanlar ya ‘‘kaçış’’, ya ‘‘erken seçim’’, ya da ‘‘müdahale’’ yolları gözüktüğü zaman başlarlardı.
Kimse kendi beceriksizliğini üstüne kondurmuyor, hep bir öncekinin üstüne atıyor.
Merak bu ya; Şimdi Başkan Hayrettin ne düşünerek bu modası geçmiş edebiyatı yapıyordur acaba?
Ah Hayrettin Bey ahhh…
Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık misali…
Sen, seni buraya getirenleri de bin pişman ettin!
YATACAK YERİ ÇOK
KOCA YÜREKLİLERİN
SANAYİ Sitesinde çalışan çırak ve kalfaların bakkallara olan borçlarını ödeyerek dar gelirli emekçileri sevince boğan, adının açıklanmasını istemeyen o koca yürekli kahramanın…
YATACAK YERİ YOK
CARDINCI BAŞKAN!
HAFTA içinde Pierre Cardin markalı gömlek ve kravat takan, hafta sonunda da Lacoste tişört giyen sözümona Fransız mallarını boykot için basına yazılı açıklama yapan yönetici kadrolarının…