POLİTİKA denilen “riyakârlık” ve “ikiyüzlülük” sanatının icrasını bir kez daha şu üç dört gün içerisinde gördük.
Parti yöneticileri başta olmak üzere sosyal medyada dün Fatih Mehmet Erkoç’a methiyeler dizen büyük çoğunluk, şimdi adeta “kral öldü yaşasın yeni kral” dercesine Ak Parti’nin yeni büyükşehir belediye başkan adayı Hayrettin Güngör’ü yere göğe sığdıramıyorlar.
Hele bir kesim var ki, yeni aday için yok “belediyeciliğin tüzüğünü yazdı”, yok “il genel meclisi yönetmenliğini yazan kuruldaydı” diyerek sözümona ne kadar büyük bir belediye başkanı olabileceğinden dem vuruyorlar.
Sevgili Ahmet Belli’nin de dediği gibi; “Sanırsın Melih Gökçek’i aday göstermişler Maraş’ta. icraatçı olmak başka bir şey, kitap yazmak, kanunu bilmek başka bir şey!!!”
Şu üç dört günde Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hayrettin Güngör’e bir tek “Ordinaryüs Profesör” demedikleri kalmıştı, hadi onu da bu sütunların yazarı desin…
Okursa yazımızı, buradan Güngör’e bir uyarıda bulunalım: “Sayın Güngör bu riyakârlara sakın inanmayın. Zira onlar dün de Mustafa Poyraz’a aynı iltifatları yaparken, Poyraz gidip Erkoç gelince aynı paylaşımları ona da yaptılar. Yarın siz gittiğinizde inanın -hele hele nasıl olsa Maraş’ta yaşamadığınız için- aynı şeylerin daha fazlasını size yapacaklardır. Bakın adını vermeyeceğim, partinizin bir yöneticisi adaylığınız açıklanmadan bir gün önce sizin adınız geçtiği için öyle şiddetli tepki gösteriyordu ki, cumartesi baktım Facebook hesabında kocaman fotoğrafınızı paylaştı.”
(Bıyık fotomontajı için Sn. Güngör'ün hoşgörüsüne sığınıyoruz)
YALNIZLAŞTIRILAN MAHÇİÇEK
BİR nedenden dolayı o günlerde görüşmüyor, selamlaşmıyorduk... Hanefi Mahçiçek 22. Dönem milletvekilliğine aday adayı olmak için Kahramanmaraş Belediye Başkanlığı görevinden istifa ettiği gün, bir anda etrafı boşalmıştı.
O günlerde parti içindeki güçlü bir grup, genel merkezi faks yağmuruna tutup, Mahçiçek’in aday yapılmamasını istiyorlardı.
Öyle bir algı ortaya çıkmıştı ki, “Hanefi bey Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmuş” havası ortaya çıkmış, bilinçli bir şekilde yalnızlaştırılmıştı.
Abid Vanlı ile beraberdim.
Duruma, yani haksızlığa her ikimizde isyan etmiştik.
Telefonla aradım Hanefi Beyi ve nerede olduğunu sordum. Mahçiçek Stadyumunun bahçesinde oturuyormuş. Abid’le beraber yanına gittiğimizde yanında bir tek herkesin haksızca eleştirdiği Ali Bekereci’den başka kimse yoktu. Öyle ki, her türlü eleştiriye rağmen Başkan Yardımcısı yaptığı Mehmet Gedemenli bile yoktu, çünkü siyaseten bitmiş birinin (!) yanında yer almak, kendi ikbaline de zarar verebilirdi.
Hem Abid hem ben; “Başkanım” dedik, “Sonuna kadar yanınızdayız. Bize düşen ne varsa yapalım.” diyerek en azından yanında olduğumuzu hissettirdik, çünkü parti içindeki goncolozlarla mücadele edebilecek durumda değildi.
Devamını rica ediyorum Abid Vanlı yazsın ama biz mağdur edilmiş bir siyaset adamının yanında yer almanın huzurunu yaşadık ve atladık arabaya Ankara’ya giderek çok ince çalışmalar yaptık.
POYRAZ, ERKOÇ VE GÜNGÖR…
ERKOÇ Başkanın seçildiği seçimde Mustafa Poyraz görevi devretti ve kendi aracına binip eczanesine gitti.
Dünün Poyrazcı’larının hepsi o gün Erkoç’cu olmuşlardı.
Herkes ilk gün yeni başkanın makam odasında fotoğraf karelerine girmek için çaba sarfederken, bu sütunların yazarı olarak ben Poyraz’ın ardından eczanesine, onun yanına gitmiştim. Ki, başkanlığı dönemince hiç yıldızımız barışmamıştı.
BUGÜN DE FATİH MEHMET ERKOÇ…
BAKIN çok samimice söylüyorum, Erkoç Başkanın beş yıllık başkanlığında makamına beş kere ya gittim ya gitmedim.
Özel bir dostluğumuz hiç olmadı ama Allah var ben onu sevdim.
Dahası benim gözümde son yılların en çok icraat yapan belediye başkanı idi…
Yollar, altgeçitler üstgeçitler, Yedikuyular Kayak Merkezi, bulvarlar, çevre yolları vs. gerçekten hayal edemediğimiz icraatlara imza attı.
Şunu açıkça belirtmem gerek. Eğer Erkoç Başkan iş yapamayan, beceriksiz bir başkan olsaydı, içim hiç böyle burkulmazdı.
Bence şahlanan atın başına vurdular.
Tamamen siyasi hesaplara yani parti içi hesaplaşmaya kurban edildi.
Bu kente son üç yılda yaptıklarıyla 50 - 60 yılda yapılamayanları hayata geçirdi.
Hiç hatası yokmuydu, elbette vardır ama tartıya çıktığında tonlarla gram gibiydi.
İlçe başkanlığından bu yana 7’den 70’e ayırt etmeden herkesin derdine derman oldu, kimseyi dışlamadı.
Ve en önemlisi hiç bir zaman “Baronların Emireri” olmadı, onu bir onlar sevmedi. Bu yüzden garibin gurabanın gönlünde “Fatih Sultan Mehmet” oldu.
Kahramanmaraş’a dev hizmetler yapan bir başkan olarak kent tarihinin şanlı sayfalarında adı altın harflerle yazılacak, buna inanıyorum.
Güle güle büyük başkan…