Hulusi Kentmen'in Maraşlı versiyonuydu merhum Navrız Hanifi abi. (Hanifi Koca/ Ağabeyli. Yakın zamanda ebediyete uğurladık. Allah rahmet eylesin)

Babam yaşlarda ve babamın arkadaşı. Yeni yapılan evimizin de sıvacısı olduğundan, yabancılık çekmiyorum.

Kahvaltıdan sonra küçük kuşluk *vakti yola çıkıyoruz.

Binek hayvanımız yüklü olduğundan sırtında bize yer yok. Göç yolundan Hacbel istikametine, dağın başına tırmanıyoruz. Hacbel'e gelip, Bertiz Vadisi görününce "eve yaklaştık" hissi geliyor. 

Dağın (Engizek Dağı) yolu Bertiz'e kıvrım kıvrım iner. Yamaç dik olunca başka bir yol seçeneği yok.

“Yücedağdan bir yol iner, gelir dolanı dolanı, Bizim elin coşkun çayı akar bulanı bulanı" türküsü belki de Kaf ve Küf dağının sakladığı bu küçük ülkeyi anlatır.

İNŞALLAH HANİFİ EMMİ BİLİYORDUR!

Kırkgöz'e doğru kıvrım kıvrım inerken,  tepelerini sert kışların kuruttuğu kamalak (Sedir) ağaçlarının yakınına geldiğimizde, Kırkgöz tarafına değil de sanki başka bir yola sapıyoruz. 

Yolu değiştirmemizle kaybolmamız uzun sürmüyor. Peri masallarındaki dev ormanların içinde kaybolduk.

Etrafımdaki coğrafi oluşumları görüp nerde olduğumuzu bilmesem de, vakit artık öğle saatleri olduğundan, arada güneşi görebiliyorum.

İnşallah Hanifi emmi biliyordur nereye veya nereden gittiğimizi.

Bende boy bir karış. Bir tünelde gidiyorum hissindeyim. Bazen kayalık aralarından geçen çetin yollardan geçiyor, bazan dere içlerine iniyoruz.

Arazinin eğimi azalınca etrafımızdaki orman da değişti. Artık ağaçların gövdesi korkacağım kadar kalın olmasa da boyları çok daha uzun.

En sevdiğim çam ağacı çeşidiyle dolu bir ormana dönüştü ormanımız.

Arada tarlamsı açıklıklar olmasa güneşi de kaybettim. Zaman zaman küçük açık alanlarda sadece güneşi görebiliyorum.

Kaç saattir bu ormanın içinde gidiyoruz.  Bu kadar mı uzakmış Yaşıl bizim köye? Biz şimdi hangi köydeyiz? Ne büyük  ormanlar varmış buralar nereyse?  Korkularım kafamın içinde hiç boş durmuyor.

Ormandan nihayet bir kurtulduk ki, güneşe baktım sararmaya durmuş. Hele soluma bir bir baktım, tanıdık bir dağı gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim.

ORMAN BİTERSE ÖMÜR YOLCULUĞU DA BİTER

Kemallı Yücesi "evine geldin" der gibi hemen yamacımda. Yaşımın çok küçük olmasına rağmen artık burdan aşağısını karış karış biliyorum.

Orman bittiğinde zaten ömrümün yolculuğu bitmiş.

Hanifi emmim gülerek

"- Burdan öte evi bulabir misin?" Dedi.

Sorunun cevabını bildiği her halinden belliydi.

Gözlerim ışıl ışıl.

" - Bulurum Hanifi emmi" dedim. 

Yamaçlarda hopaya zıplaya koşmak bir çocuk için, çocuk oyuncağıydı.

Birkaç dakika sonra evdeydim.

O gün anladım ki,  tüm masallar, bizim Kaf ve Küf dağı arasındaki bu küçük ülkemizde gerçekmiş.

Büyüyünce öğrendim, Mıhlı Ardıç bölgesinde yol ikiye ayrılırmış.

Yoğun Kamalak'tan Çamın Üce (Yüce)'ye, Gölceğiz Sayı'ndan Ağabeyli'ye inermiş alternatif yol.

*Küçük kuşluk; saatsiz zamanlarda, güneşin bir kavak ağacı boylarında yükseldiğini belirten bölgesel bir zaman tanımı.

Whatsapp Image 2024 08 01 At 13.13.59 (1)

(Sac Kayası, Üzüm Karı, Yoğun Kamalak, Çamın Üce ve Gölceğiz Çayı)

Whatsapp Image 2024 08 01 At 13.13.59

(Engizek Hacbel'den Ağabeyli Ormanları)